Tağut Ne Demek? İslâm Araştırmalarına Göre Tağut

Tâğut kelimesi Arapçada طغيان (Tuğyan) kelimesinden türeyip, haddini aşmak anlamına geliyor. Tâğut’un islamda bir kaç tanıtımı vardır. Kimisine göre Şeytan, kimisine göre kahinler, kimisine göre Allah’a karşı haddini aşmış insan ve cindir, kimisine göre Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyen, Allah’ın indirdiği yasaları bir tarafa bırakıp beşeri yasalarla hükmeden her sistem ve o sistemle hükmeden liderlerdir.

Kısaca Tağut Ne Demek? Örneklerle Tağut Kavramı

Tâğut Allah’tan başka tapılan her şeydir. Bütün bu tanımlar doğrudur ve örnekleri Kur’an’ı kerimde mevcuttur.

İbni Abbas (ra) Nisa 51. ayetin tefsirinde şöyle demektedir: “Cibt, taptıkları putlardır. Tâğut ise putların önünde duran, putlar adına konuşan, toplumu yönetenlerdir.”. (İbni Ebi Hatim, 5446, 5451)

Örneğin:
اِذْهَبْ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰى۟
“Firavun’a git! O, haddi aştı/tağutlaştı.” (20/Tâhâ, 24)

اِذْهَبْ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰىؗ
“Firavun’a git. Çünkü o azgınlaşıp (tağutlaştı).” (79/Nâziât, 17)
Firavuna git çünkü o haddini aşmıştı  طَغٰىؗ … peki Firavun nasıl haddini aşmıştır?

فَحَشَرَ فَنَادٰىۘ
فَقَالَ اَنَا۬ رَبُّكُمُ الْاَعْلٰىۘ
Sonra (etbâını) topladı ve seslendi.
Dedi ki: “Ben sizin en yüce rabbinizim!” (79/Nâziât:23-24)

Firavun kendisini yaratan Rabbine karşı haddini aşıp ilahlık iddiasında bulunmuştur. Musa (a.s) onu Allah’ın dinine davet etti fakat Firavun kabul etmedi, yalanladı ve kendini ilah ilan etti. Bu ilahlık iddiası ben sizi yarattım değildi. Firavun kanun koyucu olduğunu beyan etmiştir.

Bunu da şu ayetten anlıyoruz:
وَقَالَ فِرْعَوْنُ ذَرُون۪ٓي اَقْتُلْ مُوسٰى وَلْيَدْعُ رَبَّهُۚ اِنّ۪ٓي اَخَافُ اَنْ يُبَدِّلَ د۪ينَكُمْ اَوْ اَنْ يُظْهِرَ فِي الْاَرْضِ الْفَسَادَ
Firavun dedi ki: “Bırakın beni, Musa’yı öldüreyim. O da Rabbini çağırsın (yardıma). Ben, (Musa’nın) dininizi (hayat sisteminizi) değiştirmesinden ya da yeryüzünde fesat çıkarmasından korkuyorum.” (40. Mu’min:26)

Mevcut hayat sisteminizi değiştirmesinden korkuyorum. Yani yeni kanun getirerek sizin hayat tarzınızı değiştirmesinden korkuyorum, ki bu içinde bulunduğumuz sistem tepe takla olur. Peki Musa (a.s) getireceği kanunlar nerden olacaktı? Tabi Allah’tan. Şu halde Firavun Allah’a karşı kendi kanunlarını koyarak haddini aşmış bir Tâğut olmuştur. Halbuki insanı yaratan, elbette insan için hangi kanunlar faydalı olduğunu daha bilir.

لَٓا اِكْرَاهَ فِي الدّ۪ينِ قَدْ تَبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَيِّۚ فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِنْ بِاللّٰهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰىۗ لَا انْفِصَامَ لَهَاۜ وَاللّٰهُ سَم۪يعٌ عَل۪يمٌ

Dinde zorlama yoktur. Rüşd/Hak, batıldan ayrılmıştır. Her kim (reddetmek, tekfir etmek, teberrî etmek suretiyle) tâğut’u inkâr eder ve Allah’a iman ederse kopması olmayan sapasağlam kulp (olan Kelime-i Tevhid’e) tutunmuştur.
Allah (işiten) Semi’, (her şeyi bilen) Alîm’dir. (2/Bakara, 256)

tağut nedir

Tağut’un Anlamından Biri Gaybı Bildiğini İddia Etmektir

Tâğut’un tanıtımı bununla sınırlı değil. Sadece Allah’ta olabilecek sıfatlarda kendisinde olduğunu iddia edenler de Tâğut kapsamına giriyor. Günümüzün firavunlardan örnek verecek olursak. Bunların örnekleri çoktur.

Cemaat hocaları da tâğut kapsamına girebiliyor. Şu halde insan kime tabi olduğuna çok dikkat etmesi gerekir ki Allah’a tabi olayım derken Tâğut’a kulluk etmesin.

Örneğin:

Bazı cemaat hocaları kendilerini ilah konumuna getirip Gaybı, insanın kalbinden geçeni, insan gece kaç defa yatakta döndüğünü, ne yiyip ne içtiğini haber verebileceğini iddia etmektedir, ki elbette bu bir yalan ve Allah’a karşı atılan büyük bir iftira.

وَلِلّٰهِ غَيْبُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاِلَيْهِ يُرْجَعُ الْاَمْرُ كُلُّهُ فَاعْبُدْهُ وَتَوَكَّلْ عَلَيْهِۜ وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ
Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir. Bütün işler O’na döndürülür. O’na ibadet et ve O’na tevekkül et. Rabbin, yaptıklarınızdan gafil değildir. (11/Hûd, 123)

وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا تَسْقُطُ مِنْ وَرَقَةٍ اِلَّا يَعْلَمُهَا وَلَا حَبَّةٍ ف۪ي ظُلُمَاتِ الْاَرْضِ وَلَا رَطْبٍ وَلَا يَابِسٍ اِلَّا ف۪ي كِتَابٍ مُب۪ينٍ
Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır. (Gaybı) O’ndan başkası bilmez. Karada ve denizde olan her şeyi bilir. Herhangi bir yaprak düşmüş olsa mutlaka onu bilir. Yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık Kitap’ta yazılıdır. (6/En’âm, 59)

Huzeyfe (r.a) bile Allah Resülünden (s.a.v.) den bahsederken, Allah Muhammed (s.a.v)’e Münafıkları vahy yolu ile bildirdiğini haber vermektedir. Muhammed (s.a.v) insanların kalbini, hatta ondan nefret eden münafıkları bilmiyor iken, ki O (s.a.v) insanların en şereflisi, onlar nasıl böyle bir iddia bulunup Allah’a karşı haddini, aşabiliyor? (Bakınız:İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 8/637; Taberî, Tevbe,9/101. Ayetin tefsiri)

kafir sistemlerde oy ve seçim sistemi

Tağutluk Yapmak Allah’tan Başkasına Dua Etmek

Başka bir örnek:

Dua ancak Allah’a yapılan ibadetlerden bir ibadettir. Kim günümüzün bazı hocaların dediği gibi, Gıyabınızda olan şeyhleriniz’den dara düştüğünüzde isteyin, dua edin, onlar duaları icabet etmeye kadirdir derse o bir muhakkak bir Tâğut’tur. Ve ne yazık ki günümüzde bu tür örnekler mevcuttur.

Halbuki kendisine kulluk ettiklerini söyledikleri Allah kendi indirdiği kitap’ta şöyle emrediyor:

قُلْ اِنَّمَٓا اَدْعُوا رَبّ۪ي وَلَٓا اُشْرِكُ بِه۪ٓ اَحَدًا0

De ki: “Ben ancak Rabbime dua ederim ve hiçbir şeyi O’na ortak koşmam.” (72/Cin, 20)

Tâğut’tan Kaçmak

Tâğut öyle şerli bir şey ki, Allah kitabın’da Tâğut’tu inkar eden şu ifadeleri kullanmaktadır:

وَالَّذ۪ينَ اجْتَنَبُوا الطَّاغُوتَ اَنْ يَعْبُدُوهَا وَاَنَابُٓوا اِلَى اللّٰهِ لَهُمُ الْبُشْرٰىۚ فَبَشِّرْ عِبَادِۙ
Tağuta kulluk etmekten kaçınıp Allah’a yönelenlere müjde vardır. Kullarımı müjdele. (39/Zümer, 17)

وَلَقَدْ بَعَثْنَا ف۪ي كُلِّ اُمَّةٍ رَسُولًا اَنِ اعْبُدُوا اللّٰهَ وَاجْتَنِبُوا الطَّاغُوتَۚ
Andolsun ki biz her ümmet arasında: “Allah’a ibadet/kulluk edin ve tağuttan kaçının.” (diye tebliğ etmesi için) resûl göndermişizdir…(16/Nahl, 36)

Burdan da anlıyoruz ki, Müslüman olmak isteyen ve Allah’a kullukta bulunmak isteyen Tâğut’u inkar etmeden Müslüman olamayacağıdır. Allah bir çok ayette islam iddiasında bulunup aynı zamanda da Tâğut’ta kulluk edenin iman iddiasını red etmektedir.

Tâğut’tan Hüküm Taleb Etmek

اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ يَزْعُمُونَ اَنَّهُمْ اٰمَنُوا بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُر۪يدُونَ اَنْ يَتَحَاكَمُٓوا اِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ اُمِرُٓوا اَنْ يَكْفُرُوا بِه۪ۜ وَيُر۪يدُ الشَّيْطَانُ اَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلَالًا بَع۪يدًا
Sana indirilene (Kur’ân) ve senden önce indirilen (Kitaplara) iman ettiğini zannedenleri görmedin mi? İnkâr etmekle emrolundukları hâlde tâğut’a muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları (hakka geri dönüşü zor) uzak bir saptırmayla saptırmak ister. (4/Nisâ, 60)

islâm ansiklopedisi ve islâm araştırmaları tağuta karşı gelmek hakkında ayet ve hadis

Tâğut’u red etmeleri emrolundu halde ona muhakeme olmak istiyorlar. Yani onun hükmünü arıyorlar. Bu ayetin nuzul sebebi de bir münafık ve bir yahudi anlaşmazlığı düşüp muhakeme olmak istemeleri üzere indi. Yahudi Muhammed (s.a.v) rüşvet kabul etmeyip adaletli hükmettiğini biliyor, Muhammed (s.a.v) muhakeme olmak istiyor. Müslüman görünümlü münafık ise Kaab bin eşref olan bir kahine gidip muhakeme olmak istiyor. Bunun üzeri Allah bu ayeti indirip, münafığın imanının batıl olduğunu söylüyor. Çünkü o münafık Allah’ın hükmünü değil, kafir bir Kahinin hükmünü istemekteydi.

Ne yazık ki günümüzde Tağutlar, mü’minlerin öncüleri kılığına, zındıklar ise zahit insanların görümüne bürünmüşlerdir. Artık bid’atçiler sünnet ehli olarak görülür hale gelmiş fasık ve mücrim kişiler de adalet ve takva ehli konumunda anılmaya başlamıştır. Fakat unutmayalım ki, Peygamberin de haber verdiği üzere, İslam ümmetinden bir gurup, hak üzere kaim olmaya devam etmiş fısk ve dalalet ehline karşı mücadeleyi sürdürecektir.

İçeriği Sevdiklerinizle Paylaşın!

Yorum yapın